Yarım Kalan-DESTEK YAYINLARI- Ertürk Akşun İnsanı en son umutları terk eder. Şöyle bir bakarsın hayatına ve tam da bitti dediğin anda. Ermeni bir genç kýz olan Iskui, üniversite eðitimi için Ýstanbul'a gelir. Ýstanbul'da tanýþtýðý Mert ile arasýnda kýsa sürede büyük bir aþk filizlenir. Fakat bu durum Ýskui'nin Ermenistan'dan gelen abisi Aram ve Mert'in ailesi tarafýndan onaylanmaz. Ýki milletin yüzyýlý aþkýn süredir devam eden sorunlarýna kendi cephesinden bakanlar için böyle bir aþkýn dünyada yeri yoktur. Ýskui ve Mert bütün karþý koymalara raðmen birbirleri için mücadele etmek zorundadýr. Peki bu sefer ‘aþk’, geçmiþte yaþananlarýn da üstesinden gelmeyi baþarabilecek mi? Yarım Kalan AşkYönetmenliğini Biket İlhan’ın üstlendiği film, 1940’lı yıllarda geçiyor ve resmi olarak 2. Dünya Savaşı'na girmese bile dolaylı olarak derinden etkilenen Anadolu’nun insanlarına odaklanıyor. Hikaye, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kurulan ve cehaletten kurtulmuş bir nesil yetiştirmeyi amaç edinen köy enstitülerinden birinde geçiyor ve bu yıllarda küçük bir köyde yaşayan genç bir kızın, tüm zorluklara rağmen eğitimine devam etme azmine tanık oluyoruz. Ancak okumaya çalışan bir grup öğrenci ve kendilerini eğitime adayan öğretmenlerinin bu hedefi, çevre halkının şiddete kadar varan itirazlarına neden olacaktır. Filmin başrolünü, yapımcılığını da üstlenen Nihan Belgin sırtlanırken kadroda kendisine Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Umut Beşkırma ve Ayten Uncuoğlu eşlik ediyor. Geçtiğimiz sene vizyona Toprağın Çocukları adında bir ilk film girmişti. Tatort: nachbarn. Ali Adnan Özgür’ün ilk uzun metraj filmi olan proje, köy enstitülerini konu alıyordu. Film kurmaca bir öyküye sahip olsa da, yaşanmış olayları aktardığından belgeselvari bir anlatım tarzı da içeriyordu. Yarım Kalan ŞarapKöy enstitüleri ile ilgili daha önce çekilmiş bazı belgeseller mevcut aslında fakat son dönemde vizyona giren, seyirciyle buluşabilen kurmaca filmlerde bu konuyu işleyen olmamıştı. Filmdeki dış sesin de etkisiyle, bu yapımın konuya didaktik yaklaşımı rahatsız edici olsa da, iyinin-kötünün çok kesin çizgilerle ayrılması inandırıcı gelmese de, okul içinde yapılan çekimlerde ve özellikle öğrenciler arasındaki diyaloglarda hafif bir müsamere havası olsa da, konunun önemi ve tarihimize dayalı içerdiği gerçek bilgiler sebebiyle, özellikle de bir ilk film olarak değerli bulmuştum Toprağın Çocukları’nı. Kendileri de verdikl. Eleştirinin tamamı.
0 Comments
Leave a Reply. |
AuthorWrite something about yourself. No need to be fancy, just an overview. Archives
April 2019
Categories |